Ana içeriğe atla

Kadıköy 2/7

Burada buluşacağız sanırım. "Kadıköy'de Boğa Heykeli diye kime sorsan gösterirler" demişti. Google haritalar olunca, sormama da gerek kalmadı. Elimle koymuş gibi buldum. Bulmasına buldum ama, erken mi geldim acaba? 
Saat 12.52, evet biraz erken olmuş. Neyse, etrafa bakarken geçer 8 dakika. Ne çok yabancı var burada. Hoş, kimileri vatandaştır belki de. Heykelin dört bir yanında fotoğraf çektiriyor. Her biri, diğerinin fotoğrafında istenmeyen misafir olarak yer alıyor. 
Acaba çok değişti mi? Tanıyabilecek miyiz birbirimizi? "Beni tanımak kolay, saçlarımı biraz dök, kilomu biraz arttır işte yeni ben". Ne güzel tarif etti kendisini. Hep böyle kısa ve net konuşurdu eskiden de. 20 senede ne kadar değişir acaba insan?
Kendi kendime düşünürken vakit ilerlemiş, dört dakika kalmış 13'e. Demek ki bu caddelerin birinden buraya doğru yürürken görebilirim kafamı sağa sola çevirsem. Hoş sadece sağa sola çevirmem yetmez, dört farklı yön var buraya doğru gelebileceği. 
"İstanbul'u sevmediğini biliyorum, ama onca sene sonra, sadece bir kaç günlüğüne geldim. Seni göremeden gitmek istemiyorum. Hem sana da değişiklik olur, sıkılmışsındır o küçük kasabada" diye ikna etti beni. 
Onun dışında kim ikna edebilirdi beni bu karmaşanın içine girmeye bilemiyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bu blogda ne bulacaksınız...

Blogda her pazar günü başlayacak ve yedi gün sürecek bir arkası yarın öykü dizisi yayınlanacak... Öykülere birbirine yakın yerlerde ya da konseptte çektiğim fotoğraflar eşlik edecek... Kimi birbiriyle ilişkili kimi bağımsız, ortak özellikleri birbirine yakın yerlerde yaşanmış olmaları. Her hafta PAZAR günü yeni seri... İlk öykü 31 Ağustos 2025 PAZAR günü başlıyor... Öyküler ve fotoğraflar aynı gün, oyku7.blogspot adresli Instagram sayfasında da yayınlanacak...

Vapurda 2/7

"Büyük beklentiler içerisine girmediğinizde, hayatın size verdikleriyle mutlu olmasını öğreniyor insan." "Çok edilgen bir yaklaşım değil mi ama Hocam?" "Hayatın karmaşıklığını çözmeye kalkışmak, planlar yapıp beklentiler içine girmek bana haddini aşmak gibi geliyor. Eğer söylediğimi edilgenlik olarak görüyorsan, yapacak bir şey yok. Yaşasın edilgenlik." "Lafa daldık vapuru kaçıracağız, haydi daha yürümemiz lazım iskeleye kadar." "Meydana karşı oturmayalı seneler oluyor. Bir sonrakine bineriz ya da vapur yerine motora binelim, hem daha yakın değil mi?" "Seçeneğim varsa vapur diyenlerdenim ben Hocam." "Peki Kemal, kırmayayım seni. Hesap bende ama." "Aman Hocam, onca sene sonra gelmişsiniz İstanbul'a. Hesabın lafı mı olur."  "Meydanın yeni düzenlemesi iyi olmuş. Eskiden keşmekeşti burası. Otobüsler, minibüsler, yürüyecek yol bulunmazdı." "Bence de iyi oldu böylesi. Trafik sıkışıyor, ama eski...

Dönüş 5/7

Geçinmenin böylesi zorlu olduğu zamanda bile adamdaki duyarlılık ayakta tutuyor ülkeyi demek ki. Gerçi böylesi insanların sayısı azalıyor. Yeni nesilde yok bu anlayış. Yaşlanıyorsun Ergin Hocam. Nedir bu yeni nesil düşmanlığı. Bak, etrafın cıvıl cıvıl genç dolu. Senelerdir onlarla iç içesin. Üniversitedeki öğrencilerin artık yarı yaşından küçük. Sen üniversitede okurken onlar doğmamıştı bile. Kemal'i aramayı unuttum. Bir hoşcakal demek lazım. O kadar ilgilendi çocuk. "Alo Kemal Hocam." "Ergin Hocam, merhaba. Ben de diyordum konferans bitti Ergin Hocam kayboldu diye. Rahatsız etmek istemediğim için aramamıştım. Özlemişsinizdir İstanbul'u." "Özlemişim doğru, arkadaş eş dost da beni özlemiş. Her günüm dolu geçti, sizinle de bir akşam oturmak kısmet olmadı." "Dönüşünüz yarındı değil mi Hocam. Bu akşam oturalım size de uyarsa?" "Bu akşam, bu akşamla başlayınca cümleye aklıma Zeki Müren geldi." "O zaman dolaşalım bütün meyhaneler...