"Haydi havalan sen de. Canına mı susadım, bak pusuya yatmış bekliyor tekir."
"Ne tatlı şeymişsin sen öyle. Bir de konuşuyor baksana, mırmır da mırmır. Güvercin mi avlayacaktın sen? Bu kadar insanın geçtiği sokakta güvercin bekler mi seni? Şu marketten bir mama alıver, sevaptır."
"Su alacaktım zaten, kuru mu alayım, yaş mı? Sen de su ister misin?"
"İyi olur, küçük paketli bir şey olsun, yaş kuru fark etmez. Yiyorlar hepsini. Kuru varsa, kuru al ama onun bulaşığı daha az oluyor."
"Aman da aman, amcanı gönderdim mama almaya. Keşke anlasam ne dediğini. Dilin şişmiş gibi, susmuyorsun hiç. Ben de öyle oluyorum Mehmet'le buluşunca. O evinde tek, ben evimde tek. Kemal Bey göçünce böyle kalıverdim bir başına ya. Sen de yalnız mısın? Mert duysa kızar, anne aynı apartmanda oturuyoruz diye ama işte aynı apartman da olsa dört duvar içinde yalnızım. Üstü kapalı çok söyledim Mehmet'e ama anlamazlıktan geliyor. Bu yaştan sonra ilanı aşk edecek değilim. Anlarsa anlar, anlamazsa da yapacak bir şey yok. Senin de kafanı şişirdim kedicik. Amcan gitti gelemedi. Mama mı bulamadı acaba? Ben de gidip baksam, beklemezsin. Hah, geliyor işte."
"Bilemedim hangisini sever diye bir kaç çeşit aldım."
"Sen taşırsan sorun yok."
"Aman ne taşıyacağım. Yolda gördüğümüz kedilere dağıta dağıta gideriz."

Yorumlar
Yorum Gönder