Ana içeriğe atla

Vapurda 5/7

 "Hocam çay mı kahve mi?"

Tanıdığı birisi mi acaba? Dönüp bakması yakışıksız oldu bence. Okulun davetlisi olarak gelince birisinin ilgilenmesi gerek diye düşündü bölüm başkanı. Herkes yaz tatilinde, iş bana düştü. Oysa hiç sevmem böyle işleri. 

"Çay, yok yok kahve"

Garip, o kendinden emin tavırlarla konuşan Hoca gitmiş yerine ne içeceğini bilemeyen biri gelmiş. 

"Siz bize bir çay bir de kahve verin. Artık Hocam hangisini isterse"

Büfe çalışanları alışkın sanırım, bu kararsız müşterilere. Gene de adam sanki biraz gerildi. 

"Şöyle geçelim mi Hocam, siparişler hazırlanırken."

"Olur olur, ne diyorduk?"

"Kaç yıl oldu Hocam İstanbul'a gelmeyeli?

"20 yıl olmuştur. Arada memlekete giderken İstanbul'dan aktarma yaptım ama havaalanından çıkmadım. Onlar sayılmaz sanırım."

Sohbet açmak da kolay olmuyor. Şimdi meraklı biri gibi sorsam seni şehirden uzak tutan neydi diye? Garip kaçar mı acaba? Anlatmak istiyor da benim sormamı mı bekliyor acaba? Bu arada, sırada önümüzdeki kadın kahvesini almayı unuttu galiba. Ona sesleniyor görevli.

"Hanımefendi kahveniz soğuyacak."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bu blogda ne bulacaksınız...

Blogda her pazar günü başlayacak ve yedi gün sürecek bir arkası yarın öykü dizisi yayınlanacak... Öykülere birbirine yakın yerlerde ya da konseptte çektiğim fotoğraflar eşlik edecek... Kimi birbiriyle ilişkili kimi bağımsız, ortak özellikleri birbirine yakın yerlerde yaşanmış olmaları. Her hafta PAZAR günü yeni seri... İlk öykü 31 Ağustos 2025 PAZAR günü başlıyor... Öyküler ve fotoğraflar aynı gün, oyku7.blogspot adresli Instagram sayfasında da yayınlanacak...

Vapurda 2/7

"Büyük beklentiler içerisine girmediğinizde, hayatın size verdikleriyle mutlu olmasını öğreniyor insan." "Çok edilgen bir yaklaşım değil mi ama Hocam?" "Hayatın karmaşıklığını çözmeye kalkışmak, planlar yapıp beklentiler içine girmek bana haddini aşmak gibi geliyor. Eğer söylediğimi edilgenlik olarak görüyorsan, yapacak bir şey yok. Yaşasın edilgenlik." "Lafa daldık vapuru kaçıracağız, haydi daha yürümemiz lazım iskeleye kadar." "Meydana karşı oturmayalı seneler oluyor. Bir sonrakine bineriz ya da vapur yerine motora binelim, hem daha yakın değil mi?" "Seçeneğim varsa vapur diyenlerdenim ben Hocam." "Peki Kemal, kırmayayım seni. Hesap bende ama." "Aman Hocam, onca sene sonra gelmişsiniz İstanbul'a. Hesabın lafı mı olur."  "Meydanın yeni düzenlemesi iyi olmuş. Eskiden keşmekeşti burası. Otobüsler, minibüsler, yürüyecek yol bulunmazdı." "Bence de iyi oldu böylesi. Trafik sıkışıyor, ama eski...

Dönüş 5/7

Geçinmenin böylesi zorlu olduğu zamanda bile adamdaki duyarlılık ayakta tutuyor ülkeyi demek ki. Gerçi böylesi insanların sayısı azalıyor. Yeni nesilde yok bu anlayış. Yaşlanıyorsun Ergin Hocam. Nedir bu yeni nesil düşmanlığı. Bak, etrafın cıvıl cıvıl genç dolu. Senelerdir onlarla iç içesin. Üniversitedeki öğrencilerin artık yarı yaşından küçük. Sen üniversitede okurken onlar doğmamıştı bile. Kemal'i aramayı unuttum. Bir hoşcakal demek lazım. O kadar ilgilendi çocuk. "Alo Kemal Hocam." "Ergin Hocam, merhaba. Ben de diyordum konferans bitti Ergin Hocam kayboldu diye. Rahatsız etmek istemediğim için aramamıştım. Özlemişsinizdir İstanbul'u." "Özlemişim doğru, arkadaş eş dost da beni özlemiş. Her günüm dolu geçti, sizinle de bir akşam oturmak kısmet olmadı." "Dönüşünüz yarındı değil mi Hocam. Bu akşam oturalım size de uyarsa?" "Bu akşam, bu akşamla başlayınca cümleye aklıma Zeki Müren geldi." "O zaman dolaşalım bütün meyhaneler...