Pazartesi sabahlarını çok seviyorum. Herkes işe ve okula yetişme telaşıyla yollara dökülürken balkonumda oturup onları izlemeyi, ardından sabah hengamesi geçip otobüsler biz emeklilere kaldığında, sahile inmeyi, karşı kıyıya bakıp hayaller kurmayı seviyorum. Gene bir pazartesi, gene sahil bize kalmış. Birazdan gelir arkadaşlar. Bu hafta Caddebostan sahilinde buluşacağız diye sözleştiydik.
Bakıyorum Beltur'un bahçesine tanıdık kimse var mı diye? Şu sırtı dönük oturanı Hülya Hanım'a benzettim ama karşısındakini çıkartamadım. Belki de Hülya Hanım değil, bu mesafeden seçmem zor. Hoş saat erken daha, 11 demiştik. Onlar benim gibi uzaktan gelmiyor tabi, gelmiş olabilirler.
Kireçburnu'ndan Caddebostan uzak olur bana dedim ama ikna edemedim. Asuman Hanım, Mehmet Bey sana da değişiklik olur, biz nasıl geldik Sarıyer'e diye sitem etti. Haklılar, kimi Üsküdar'dan kimi Kadıköy'den, Hülya Hanım Bostancı'dan kalkıp geldiler Sarıyer'e.
Bakalım ne haberler birikmiş. Torunların okulları, eczane maceraları, tansiyon, şeker seviyeleri ve değişmez gündemimiz emekli promosyonları. Ben artık yoruldum takip etmekten, en son 26 bin diyorlardı, gidip sordum, maaşı yüksek olanaymış o para.

Yorumlar
Yorum Gönder