"İlahi İsmet Bey. Sana mı kaldı sukutırları şikayet etmek. Pazartesi sabahı yapılacak iş mi? Hem madem şikayet edeceksin ara 153'ü. Yap şikayetini telefonla. Yok, neymiş, yazılı olmadan ciddiye almazlarmış. Demek pazar gününden dilekçesini yazdı. Sabah traşını olup takım elbisesini de giyinmiştir."
"Onca senelik arkadaşın olunca bak sanki bizim evdeydin, benim anlatmama gerek kalmadı."
"Ben de diyorum İsmet Bey nerede?"
"Sizi tanıştırmadım değil mi?"
"Yok, ben Mehmet."
"Merhaba Mehmet Bey, ben Elif."
"Memnun oldum Elif Hanım. Hülya arada bahsederdi sizden. Kedilerin koruyucu meleği bir arkadaşım var diye. Tanışmak bugüne kısmetmiş."
"Hülya abartmış. Melek kim ben kim, elimden geldiğince bakıyorum sokaktakilere. 3 tane kızımla da evi paylaşıyoruz."
"Maşallah, büyümüşlerdir onlar? Evlenmediler mi hiç, sizinle mi yaşıyorlar?"
"Ay alem adamsın Mehmet. Kızım dediği de kedi ayol. Ne evlenmesi, kısırlar hepsi."
"Kusura bakmayın."

Yorumlar
Yorum Gönder