Ana içeriğe atla

Caddebostan 2/7

"Şu ileride bir adam bize bakıyor. Bahsettiğin Mehmet Bey olmasın?"
"Kim, dur bakayım. O galiba ama bu yaşta herkes birbirine benziyor. Seneler geçtikte boylar kısalıyor, kilo azalıyor."
"Aman be Hülya, senin aklına uydum geldim. Ne işim olsun benim bu yaştan sonra Ahmetle Mehmetle."
"Yaşında ne varmış ayol. 62-63. Orta yaşı yeni geçtin say. Hem bunca sene yalnız yaşadın da ne oldu. Bir de bunu dene."
"Kim, ben mi yalnızım. Evde üç tane kızım var, sokaktakileri saymıyorum."
"İyi tamam işte Mehmet de sever kedileri, beraber beslersiniz sokaktakileri de. Bu arada doğru tahmin etmişsin. Gelmiş bizim Mehmet."
"Bilemedim, eli yüzü düzgünmüş. Fotoğraftakinden iyi görünüyor. Bahsettin değil mi bir arkadaşımla tanıştıracağım diye."
"Ay unuttum ben onu tamamen. Kafa mı kaldı bende. Geçen b12'mi ölçtürdüm, düşük çıktı. Dil altından hap verdi doktor, onu almayı da unutuyorum. İsmet de kızıp duruyor."
"Sahi o nerde, hep birlikte giderdiniz arkadaş buluşmalarına."
"Sorma, sana anlatmadım değil mi?"
"Neyi?"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bu blogda ne bulacaksınız...

Blogda her pazar günü başlayacak ve yedi gün sürecek bir arkası yarın öykü dizisi yayınlanacak... Öykülere birbirine yakın yerlerde ya da konseptte çektiğim fotoğraflar eşlik edecek... Kimi birbiriyle ilişkili kimi bağımsız, ortak özellikleri birbirine yakın yerlerde yaşanmış olmaları. Her hafta PAZAR günü yeni seri... İlk öykü 31 Ağustos 2025 PAZAR günü başlıyor... Öyküler ve fotoğraflar aynı gün, oyku7.blogspot adresli Instagram sayfasında da yayınlanacak...

Vapurda 2/7

"Büyük beklentiler içerisine girmediğinizde, hayatın size verdikleriyle mutlu olmasını öğreniyor insan." "Çok edilgen bir yaklaşım değil mi ama Hocam?" "Hayatın karmaşıklığını çözmeye kalkışmak, planlar yapıp beklentiler içine girmek bana haddini aşmak gibi geliyor. Eğer söylediğimi edilgenlik olarak görüyorsan, yapacak bir şey yok. Yaşasın edilgenlik." "Lafa daldık vapuru kaçıracağız, haydi daha yürümemiz lazım iskeleye kadar." "Meydana karşı oturmayalı seneler oluyor. Bir sonrakine bineriz ya da vapur yerine motora binelim, hem daha yakın değil mi?" "Seçeneğim varsa vapur diyenlerdenim ben Hocam." "Peki Kemal, kırmayayım seni. Hesap bende ama." "Aman Hocam, onca sene sonra gelmişsiniz İstanbul'a. Hesabın lafı mı olur."  "Meydanın yeni düzenlemesi iyi olmuş. Eskiden keşmekeşti burası. Otobüsler, minibüsler, yürüyecek yol bulunmazdı." "Bence de iyi oldu böylesi. Trafik sıkışıyor, ama eski...

Dönüş 5/7

Geçinmenin böylesi zorlu olduğu zamanda bile adamdaki duyarlılık ayakta tutuyor ülkeyi demek ki. Gerçi böylesi insanların sayısı azalıyor. Yeni nesilde yok bu anlayış. Yaşlanıyorsun Ergin Hocam. Nedir bu yeni nesil düşmanlığı. Bak, etrafın cıvıl cıvıl genç dolu. Senelerdir onlarla iç içesin. Üniversitedeki öğrencilerin artık yarı yaşından küçük. Sen üniversitede okurken onlar doğmamıştı bile. Kemal'i aramayı unuttum. Bir hoşcakal demek lazım. O kadar ilgilendi çocuk. "Alo Kemal Hocam." "Ergin Hocam, merhaba. Ben de diyordum konferans bitti Ergin Hocam kayboldu diye. Rahatsız etmek istemediğim için aramamıştım. Özlemişsinizdir İstanbul'u." "Özlemişim doğru, arkadaş eş dost da beni özlemiş. Her günüm dolu geçti, sizinle de bir akşam oturmak kısmet olmadı." "Dönüşünüz yarındı değil mi Hocam. Bu akşam oturalım size de uyarsa?" "Bu akşam, bu akşamla başlayınca cümleye aklıma Zeki Müren geldi." "O zaman dolaşalım bütün meyhaneler...