Saat kaç olmuş, güneş tepeye çıktı neredeyse hâlâ yoldayım. Bu şehrin her şeyini seviyorum ama trafiğine alışamadım. Her saat her yer tıkanıyor artık. Eskiden bilirdik neresi kilitlenmiştir diye, oradan uzak dururduk. Şimdi her saat her yer kilit. Neyse ki şu Marmaray ve metrolar var.
Yer yakın diye ağırdan alırsan böyle olur işte Vildan Hanım. Kendime bile itiraf edemesem de aslında Mehmet'le karşılaşmaktan korkuyorum sanırım. Geçen haftadan sonra. Ağzını aradım o kadar, yalnızlık zor dedim, sen tek ben tek dedim ama adam, bu yaştan sonra ne kadar iyi olacağım ki dedi ve kapattı konuyu.
Hoş Moda'da dolaşırken bir garipti tavırları, sanki bir şeye alınmış gibi. Koluma girdi bir ara, elini omzuma koyacaktı sanki, dokunmadan geri çekti. Anlayamadım, ayrılırken de çok hüzünlü bakıyordu.
Neyse bugün nasıl davranacak bakalım. Kalabalık buluşmanın yararı, daha rahat izlerim. Hem Hülya da gelecek, bir de ona danışırım. Hemen anlar her şeyi.
Masalar birleştirilmiş bile. Geç kaldım geç.

Yorumlar
Yorum Gönder